Yahya Karaca


ZARİF MEVZUU

Aksaray salihler şehri Haberleri / Aksaray salihler şehri gazetesi


Hakiki muhabbet odur ki övgü gördüğünde artmaz, yergi gördüğünde azalmaz. Kıymetli okuyucum! Anadolu toprakları, muhabbet çiçeğinin dünya üzerinde en güzel açtığı gülistandır. Bu canım vatan içerisinde öyle yüce sevgiler aşklar büyütmüştür ki şöhretleri dünyanın dört bir yanından duyulmaktadır. Günümüzdeki bütün problemlerin sebebi sevgisizlik insanların gerçek sevgiden ve gerçek muhabbetten mahrum olmasıdır, İnsanların ruhları değil bedenleri sevmesidir. Sosyal medya, televizyon programları, diziler, şarkılar ve klipler, insanımızı gerçek muhabbetten uzaklaştırmak için ittifak etmişlerdir sanki. Düşünün ki bir dondurma reklamında bile aşk gibi yüce bir duygu tamamen haz ve zevk üzerine kurularak sunuluyor. Şarkı sözleri sürekli insanımızı ya melankoliye ya da aşırı bohem duygulara yönlendiriyor. Bu etki karşısında insan gerçek muhabbeti sevgiyi nasıl bulabilir? Bu topraklar Mevlanaları, Yunus Emreleri, Somuncu Babaları, Hacı Bektaşları, Ferhatları, Şirinleri, Keremleri Aslıları, Tahirleri Zühreleri yetiştirmedi mi?  Bizler sevgiyi ve aşkın bin bir çeşidini bu aşkın öğrencilerinden öğrenmedik mi? Yaratılanı severiz yaratandan ötürü diyen Yunus Emre´m bize saygıyı hürmeti inceliği kırmamayı öğretmedi mi? Ne olursan ol yine gel!Diyen sultanım Mevlana´m bize tahammülü ümidi pes etmemeyi öğretmedi mi? Yolumuz; ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur. Diyen Hacı Bektaşi Veli´m ilmin irfanın ve insanlık sevgisinin ne olduğunu göstermedi mi? Şirin´in uğruna Dağlar delen Ferhat´ım aşk yolunda ne gibi fedakârlık yapılır lisanı hal ile anlatmadı mı? Aslı için kendini ateşlere yakan Kerem yanmanın ne olduğunu tattırmadı mı? Ve bunların hepsinden yüce olan Hz. Peygamber -ki;kâinatdahi, Ona (sav) olan sevgiden dolayı yaratıldı.Beni seviyor musun Ya Resulallah?Diye soran eşi Hz. Ayşe´ye ?´Evet Ya Ayşe ilk günkü gibi bir kördüğüm´´ diyerek sevginin aşkın bir kördüğüm olduğunu söylemedi mi?

                Peki, ne oldu bize? Biz nasıl bu hale geldik?Nasıl sevgi gibi, aşk gibi, elmas hükmünde olan yüce duygularımızı ruhların değil de cam fiyatına bedenlerin hizmetine verdik?Bunun sebebi; bilmezliğimizdir. İnsanımızın sevginin aşkın ne olduğunu bilmemesi onu salt bedeni bir haz olarak görmesi hayvani bir içgüdü gibi düşünmesidir. Bu yazımız da bunu anlatamaya çalışacağım. Ama şuna da eminim okyanustan sadece bir bardak su sunabilirim. Allahkâinatta aşkı anlatacak dil yaratmadı. Kâinattaonun tarifini yapabilen çıkmadı.

                Aşk: Arapçada Aşake (????) kelimesinden türemiş bir kelime. Aşk sarmaşık anlamına gelmekte ve sarmaşığın sarıldığı ağacı tüketmesi ve ona zarar vermesinden dolayı bu duyguya aşk denilmiştir. Âşık olan insan, bir sarmaşık gibi yemyeşildir acıkmaz, susamaz, uyumaz dışı yemyeşildir;fakat için için de kurur. Bu hal hem cana sefadır hem de cefa, âşık olan incedir, zariftir, naziktir. Mevlana gibi, Yunus gibi, Mecnun gibi, Leyla gibi? Yunus diyor ya ?´Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez´´ yüzyıllar öncesinden gelen bu âşıklar hala anılmaktadır ölmemişlerdir. Asıl aşk böyle bir duygudur. Bülbülün kırk türküsü varmış kırkıda gül üzerine âşık da böyledir.Sevdiğini görmese bile onu anar, onu söyler, onu düşler. İnsanda böyle ise Mevla da nasıldır! bir düşünün biz sevgiyi, aşkı yanlış anladık

Biz televizyonlarda, sözüm ona aşk romanlarında bize anlatılan bohem duyguları aşkzannettik. Bunu bilemediğimiz, bu yüce duyguyu tatmadığımız için şuan içinde bulunduğumuz duygu erozyonlarını yaşıyoruz. Ben inanıyorum ki eğer hakiki muhabbeti öğretecek programlar yapılırsa mesela TRT 1 deki ?´Yunus Emre Aşkın Yolculuğu´´ gibi veya kitaplar yazılırsa İskender Pala´nın Kitab-ı Aşk gibi insanımız aşkı sevgiyi öğrenecek ve daha ince, saf ve temiz duygularla yaşayacaktır. Sevgi bütün hastalıkların ilacıdır, sevgi ile aşılmaz denilen yollar aşılır, geçilmez denilen dereler geçilir, olmaz denilen şeyler olur, yeter ki hakiki anlamda sevelim duyguların hislerin tüccarı olmayalım bedenleri değil ruhları, kalpleri sevelim. Yumuş Emre´nin dediği gibi; sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz. Aşkı; incitmeden, yormadan, yıpratmadan yaşayalım.Kıymetli okuyucum yazımı Yunus Emre´nin dizleriyle bitirmek istiyorum.

İşitin ey yârenler,                  Hem cefadır hem sefa
Kıymetli nesnedir aşk.            Hamza´yı attı Kaf´a
Değmelere bilinmez,              Aşk iledir Mustafa
Hürmetli nesnedir aşk.            Devletli nesnedir aşk

Dağa düşer kül eyler,              Kime kim vurdu ok?
Gönüllere yol eyler,                Gussa ile kaygu yok
Sultanları kul eyler,                Ferhat ile ahı çok
Hikmetli nesnedir aşk.Firkatli nesnedir aşk

Denizleri kaynatır, Akılları şaşırır
Mevce gelir oynatır.                    Deryalara düşürür
Kayaları söyletir,                       Nice ciğer pişirir
Kuvvetli nesnedir aşk.Keyodlu nesnedir aşk

Miskin Yunus n´eylesin? 
Derdin kime söylesin? 
Varsın dostu toylasın, 
Lezzetli nesnedir aşk.

 

YAZARLAR