Bu konuda sayısını hatırlayamadığım yazılarımdan birisini de 7 yıl önce 14 Şubat 2014 günkü yazımı da ilgi tutarak evvelki sene 07.05.2019 Salı günü 2. daim köşem olan 2 (-) Parantez İçi’ inde” AKSARAY’IN BU UMURSAMAZLIĞINA VALİ MANTI SON VERDİRSİN!” başlığı altında;
Bazen günlerce, hatta aylarca yazmama, sadece yazmakla da kalmayarak sanki Aksaray’da hiç gezilmeye değer tarihi ve turistik yer yokmuş gibi bizim tarihi ve turistik yerlerimiz yerine mecburi yön Göreme levhalarıyla ortaya konan memleketimizin sahip olduklarının umursanmam azlığının da ötesindeki kendimizin meseleleri ile istikbali kale alınmazken başkalarının kendi evi yerine komşunun evini koruması misali aklın, vicdanın izanın kabul etmeyeceği aymazlık aklıma gelir. !!!
Bunun için Mülkiyelisinden ,Vekiline, Belediye başkanına, İGM üyesi ve başkanına bizzat telefon açarak veya yanlarına giderek ,bazılarını bizzat götürüp bu bize ve sahip olduklarımızı inkar eden bağrımıza saplanan ucubeleri göstertmeme rağmen bir kısmı bir telefonla, bir kısmı bir yazıyla bir kısmı ise bizzat gidilerek verilecek bir emirle çabucak giderilecek sıkıntıları umursamamaların aklımda, izanımda ,vicdanımda almıyor.!!!
Alan var ise beri gelsin!!!
Bu durumlar karşısında 14.02.2014 Cuma günü ”KAVAK’TA KALMADI OT YETİŞTİRİYORUZ OT!!!” başlıklı isyan yazımın altında;
Komşu Niğde’nin arazileri, özellikle tarıma elverişli arazileri Aksaray kadar geniş ve verimli olmadığından, bizim gibi yeterli şekilde sulanabilir arazileri de olmadığından geçinebilmek ve ekmeklerini kazanabilmenin çaresini gurbete gitmekte ve okumakta gördüklerinden özellikle memur olabilmek için daha fazla kişi okuyor.
Okuyanlar ise önce kendi illeri ve ilinin ilçeleri ile belde ve köylerindeki memurluk yaptıklarından, ardından ise ülkemizin tüm illerinin kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştiklerinden buralarda söz sahibi oluyorlar!!!
Atandıkları bir kurumlarda söz sahibi konumuna gelen Niğde kamu amirinin hemşerilerini bulunduğu kuruma yerleştirdiğinden bürokraside hakim duruma geldiler.
Komşu kardeş Niğde ilimizin insanlarının okuyarak ülke bürokrasisi ve siyasetine hakim olmalarının bizim için negatif olsa da onlar için en pozitif kazançlarından birisi Aksaray’ın 1933’de 2197 sayılı kanunla ilçe haline getirilmesinde direk katkıları olmasa da en azından bu konuda elimizde kanıt olmaması nedeniyle bunu belirtemesek te yeniden kendilerine bağlanmasını sağlamaları konusu da yüksek ihtilam ile su götürmez bir gerçektir.
“NİĞDE ADAM YETİŞTİRİR AKSARAY İSE KAVAK”!!!
1933’de Aksaray’ın yeniden ilçe olarak kendilerine bağlanmasından sonra Niğdeliler arasında “Niğde Adam, Aksaray Kavak Yetiştirir ”sözü meşhur olmuştu.!
O zaman gerçekten tabiri caiz ise ne eksen onun en iyi şekilde yetiştiği Aksaray’ın merkezi ise kavak ormanıydı.
DSİ’nin açtığı drenaj kanallarıyla bataklıkları kurutulan Aksaray’ın özellikle yurt dışı işçi akınından sonra köylerinden ve bu köylerden yapılan göçle birlikte barınma ve iş yeri ihtiyacı arttı.
Bu artışla canlanan inşaat sektöründe çalışmak üzere Karadeniz ve Doğu ile Güneydoğu illerinden gelenler hem kendileri dışındaki yerleşimcilerin hem de kendilerinin ihtiyacı olan ev ve işyeri ihtiyacında çalıştılar.
1980’e kadar genelde Aksaray’a bağlı yerleşim yerlerinden ,daha sonra ise oluşan cazibeyle ülkemiz genelinden gelenlerin barınma ve iş yeri ihtiyacının karşılanması için yapılan inşaatlar nedeniyle kavaklar kesilerek yerine inşaatların yapılması nedeniyle Aksaray denince akla gelen kavaklarında neredeyse kökü kazındı.!
1920’de Vehbi Çorakçı gibi 1989 yılında ilimizin hayırlı evladı olan merhum Mehmet Altınsoy’un girişimiyle benimle can dostum merhum Çapan Tekeli ile birlikte bize vilayet yıldönümlerinin bir çoğunda isimlerin verdiklerimden bize cürümleri kadar yer yakma pahasına destek verenlerle birlikte 1987 yılının Ramazan ayının bayram gazetesinden başlayarak oluşturduğumuz kamuoyuyla.
Bu kamuoyu desteğinin en iyi şekilde değerlendirilmesiyle Aksaray’ın yeniden il olmasından sonra atanan kamu görevlilerinin ve siyasiler ile mahalli yöneticilerin çok çok istisna dışındaki geneli tarafından Aksaray’ın hakkı olan yatırımların alınamaması ve Aksaray’ı il yapanlara karşı alınan olumsuz tavırlarla ”Vefasızlığın destanı” yazılır hale gelindi.
Şu anda abartısız olarak Aksaray’ın üstüne ölü toprağı ekilmiş durumda.
Bu ölü toprağı nedeniyle siyasilerin ve mülki ile mahalli idarecilerin vurdum duymazlığı nedeniyle 2007 genel seçimlerinden bu yana Aksaray’ın 2002’den bu yana Ak Parti ye verdiği destekle kıyaslandığında elle tutulur ,gözle görülür hiçbir hizmet alınamadı.
Bırakın hizmeti Aksaray’ın sahip olduğu yollardan bile tanıtım için hakkıyla faydalanılamaması nedeniyle Aksaray’ın tarihi ve turistik yörelerini özellikle Ihlara vadisini ziyaret eden turist sayısı tüm samimi çabalara rağmen beklenen seviye ulaştırılamadı.
AKSARAY’DAN YERLİ VE YABANCI TURİSTLERİ YILLARCA ZORLA GÖREME’YE GÖNDERDİK!!!
Tüm bu olumsuzluklara rağmen sanki Aksaray turist kaynıyormuş gibi Aksaray’ın en önemli çıkışlarına konan levhalarla Aksaray a gelen veya Aksaray’dan çıkanlar yıllarca mecburi yön olarak “Göreme ”ye yönlendirildi.!
15 Eylül 2009’da yaptığımız habere ve bu haberden sonra Milletvekilleri ,Mülki amir ve Mahalli amirlerle Meslek Odaları ve medya kuruluşlarına bu konu hakkında verilen bilgiye rağmen komşunun değirmenine su taşımaya ısrarla devam edilmesini ,bu bir kaç levhayı ilimizin bir yiğit bürokratının talimatına kadar bunları değiştirmemek ihmalkarlık değil de nedir?
KIRŞEHİRİN ASLI ASTARI OLMAYAN YALANINA TEPKİ GÖSTEREN TEK BİR ALLAH(C.C.) IN KULU YETKİLİ VE SİYASETÇİYLE MESLEK ODASIYLA STK’LI VE KANAAT ÖNDERİYLE GAZETECİ OLMADI!!
Kırşehir 2011 yılında önce bir yalan ortaya atıp iki ilçemizin daha önce kendilerine bağlı olduğunu ,bu nedenle bunların kendilerine iade edilmesini istedi.!!!
Ardından ise üstüne ölü toprağı ekilmiş olan Aksaray’ın yetkili ve siyasetçilerinden hak ettikleri tepkinin gösterilmemesi üzerine üçüncü ilçemizi de istemeleri ve bunun gerçekleşebilmesi için devam eden adam, adama markaj yapılmasının karşısında bile kurumsal ve kitlesel hiçbir tepkinin ortaya konmamasına mantıklı bir cevabı olan var mı?!!!
Yani anlayacağınız eskiden Aksaray kavak yetiştirirken, onların kökünü de kendi ellerimizle kazımamızdan sonra şimdilerde ot yetiştiriyoruz ot, ot !!!
Bu ölü toprağının üstümüzden atılarak hakkımız olan hizmetlerin alınması ve yapılan tecavüzlere karşı gerekli tepkinin zamanında ve yerinde gösterilmesi dileğiyle.” diye belirttiğim tepkime sebep oluna olumsuzluklara maalesef Vali Ali Mantı döneminde de gerekenler yapılmadı.!!!
MANTI VE KENDİSİNDEN ÖNCEKİ DİĞERLERİNİN YAPAMADIĞINI EĞİTİMCİ VALİ HAMZA AYDOĞDU GERÇEKLEŞTİREREK AKSARAY’LILARIN KAVAK VE OT YERİNE OKUMUŞ ADAM OLMALARINI SAĞLATAN MÜLKİ AMİR OLSUN!!!
Göreve başladığı geçen senenin Haziran ayının ortasından itibaren Pandeminin sebep olduğu güçlüklere rağmen var gücüyle birimizin bin olması için motive ettiği arkadaşlarıyla sarf ettiği çabaları henüz teoriden fiile çıkartılamasa da planlananların gerçekleştirilmesinin zaman alacağı göz önüne alınarak Vali Hamza Aydoğdu’nu 1. görev yılını dolduracağı Haziran ayının sonundan itibaren en az ilimizde 5 yıl daha kalması.
Görev yapacağı bu en az 5 yıl boyunca hiç bir siyasi ile atanmış ve seçilmişle ,Meslek Odaları ve STK’lar ile Medya mensubu tarafından önünün kesilmemesi ve bununla ilimizin istikbali için yapacağı tüm çalışmalarına bir eğitimci olarak sahip olduğu bilgilerle de hem okullaşma ve öğretmen sayısı ile ilimizdeki okullarda verilen eğitimle ülkemiz ortalamasının çok ,çok üstüne çıkartılmasını.
Bu eğitimle ilimizin Kavak yetiştiren damgasından kurtarılarak adam yetiştirilen yer haline gelmesini sağlanması başta olmak üzere kendisi tarafından tespit edilen ilimizin meseleleriyle, göreve başlamasından itibaren benim ve meslektaşlarımla Meslek Odaları ile STK’lar ve vatandaşlar tarafından dile getirilen sıkıntıların giderilmesini sağlaması.
Tamamını gideremez ise bunların temelini gelecek Vali tarafından devam ettirilecek bozulmayacak temellerini atmasını sağlaması dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
