Rasim GÜL


İNSAN VE TOPLUM HAYATINDA EŞİTLİK NEDİR?

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Eşitlik insan ve toplumlar için İDEAL bir meseledir. Bu konu üzerinde başta, İslam olmak üzere bütün semavi dinler hassasiyetle durmuş ama yöneticiler bunu kurumsal hale getirememişlerdir. Ne yazikki İslam’da Dört Halife devrinde biraz sağlanmış olsada, Emevilerle bozulan eşitlik duygu ve inancı günümüze kadar gelmiş ve devam etmektedir. 

İslam İnancının emri olmasına rağmen, yöneticilerin işine gelmediği için eşitliği önemsememişler ve istismarına da göz yumarak kendi güçlerini koruyacaklarını sanmışlar amma, Halifeler Şahlar, Padişahlar, Cumhurbaşkanları ve Başbakanlar bir gün şöyle veya böyle gitmişlerdir. Mahkemenin kadıya mülk olamayacağını anlayamamışlardır. İstisnaları var mıdır? Yüz yıllar içerisinde belki bir iki tane vardır. İdarecinin kendi zamanında eşitliği sağlaması değil, kurumsal hale getirmesidir.

İslam inancı ve Milliyetçilik maalesef EŞİTLİĞİ her ne kadar savunuyor olsada hiçbir ülkede eşitliği kurumsal hale getirememiştir. Burada biz İslam ve Milliyetçiliğin yetersiz olduğunu asla kastetmiyoruz. Bu değerleri savunanların tarih boyunca gerçek eşitliğin ne olduğu üzerinde durmadıklarını sadece iktidarlarına bekçilik yaptırdıklarını belirtmek istiyoruz.

Dünya tarihine baktığımızda, eşitliği ciddi şekilde komünizm ve liberalizmin ideolojilerinin gündeme getirdiğini görüyoruz. Elbette gündeme ülkeleri idare edenler getirmiyor, bilim adamları getiriyor. Bilim adamlarının tezleri başta işçi kesimi ile fakir halkta karşılık buluyor.

İşçi ve halkta karşılık bulan eşitlik fikrini kullanan liderler halkı ve işçi kesimini peşine takarak bu fikirleri uygulamak için ya ihtilalle ya da seçimle yönetime geldiler. Ancak sözlerinde durmadılar dolaysıyla EŞİTLİĞİ uygulamayı bıraktılar.

Türkiye ise EŞİTLİK lafını her sahada hiç durmadan etti ve ediyor. Cumhuriyet tarihinde siyasi sahada eşitliği savunanların bazı konularda faydaları oldu ama yetmedi. Verilen akların bir çoğuda geri alındı. Örnek olarak bugün ülkemizde bağımsız bir sendika yok, bilincide yok. Ne yazikki eşitlik Türkiye gündeminden kalktı. 
Türkiye’de 80-100 kişinin serveti, 84 milyonun, 40-50 milyonun servetinden fazla. Zenginler herkesten daha yetenekli olduklarını sanıyorlar. Bu asla doğru değil, zenginlerin yüzde doksan dokuzu üstünlüğünü sadece haksız ve yasal olmayan yollardan iktidar sahiplerinin yardımı ile elde etmişlerdir.

Bir Koç ve Sabancı bir çiftçiden, bir işçiden ve bir çobandan daha yetenekli değildir. Koç ve Sabancı devlet ve devleti yönetenlerin desteklerinden yani yol göstermelerinden dolayı bu başarıları elde etmişlerdir. Biz kesinlikle sermaye ve zengin düşmanlığı yapmak istemeyiz. Bizim meselemiz ve inancımız Fırsat eşitliğini bütün vatandaşların kullanmasından yanayız. Sosyal devletinde özü budur.

Sosyal refah devleti nasıl gerçekleşecek? Sorusunun cevabı toplumdaki bütün zekâlar gerçekten değerlenmesiyle gerçekleşecek. Bir mezra ve yayla okulunda sözde okuyan çocukla, birinci sınıf kolejde okuyan çocuk nasıl eşit olacak? Bu örnekleri bütün kesimlerden binlerce verebiliriz.

Büyük ve güzel ülkemizi yönetenlerin, eşitlik ve fırsat eşitliğinden korkmamaları gerektiği inancındayım. Üç günlük yöneticiden Cumhurbaşkanına kadar olan bütün yöneticilerin amasız, fakatsız eşitlik kavramını uygulamalıdırlar. Ayırım yapmalarının zamanı çoktan geldi ve geçti.

Yöneticilerin insanların elindeki telefonlarla kalkınmışlık tarif etmeleri ne garip ve ne kabalık. Ne demek çağın teknolojisinden biri faydalansın diğeride baksın demek? Bu saplantı içerisinde olanlardan EŞİTLİK ilkesinin uygulanması beklenebilir mi? Elbette beklenemez.

Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.

YAZARLAR