Rasim GÜL


BÜYÜK TÜRKİYE, ÜÇ ASIL UNSURUN BİRLİĞİYLE OLUR

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Büyük Türkiye, güçlü Türkiye, Türk Âleminin lideri, İslam Âleminin lideri, Dünyada dördüncü güçle olur. DÖRDÜNCÜ GÜÇ ise, Sünni-Alevi Türk, ayırımı ve Türk-Kürt ayırımcılığı bitirilerek kurulur. Devam ettiğinde dördüncü güç değil, milli birlik bile kurulamaz.

 Cumhuriyeti kuranlar aynı gayeyi, hedef almışlardır. Ziya Gökalp (1876- 1924 ) takip edilecek yolu ‘’Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak’’ eserinde açıkça anlatmıştır. Bu üç konuda da ciddi adım atılmamıştır. 

Özellikle, Türkleşmek konusuna aklını takanlar, Sünni-Alevi ve Türk-Kürt kavgalarının bitmesini asla istememişlerdir. Şunu açıkça söylemek gerekir ki Türke düşman olan, Atatürk’e, Devlete ve milli birliğe de düşmandır. Dış güçlere de açık kapı bırakılmaktadır.  

 Bizim neslin sevdası, Dünya’da İKİ milyarı aşan Türk-Müslümana ulaşarak birleştirmekti. Dolaysıyla sömürmeyen, sömürülmeyen, kanla beslenmeyen bir DÜNYA kurarak, ADALETİ getirmekti. Çünkü bu iki milyar sömürülmekte ve ezilmektedir.

Ezilen ve sömürülenlerin umudu olan, Türkiye Cumhuriyetini kuranların bir kısmı TABAA olmaktan kurtulup vatandaş olamadı. Dolaysıyla büyük emekler verildiği, hayaller kurulduğu halde, ırk ve mezhepçilik aşılarak arzulanan birlik ve beraberlik yakalanarak güçlü ve Büyük Türkiye kurulamadı.

Büyük Türkiye denilince önce, iç barışın sağlanması, ülkemiz sınırları içinde ve dışında cereyan eden fitne ve bölücülüğün hakkından gelinmesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 97 yıllık hayatında ‘’Üç Asıl Unsuru’’ bir etme konusunda arzulanan bütünleştirmeyi becerememiştir.

 97 yılda ayırımcılık yok edilemediği gibi daha da artmıştır. Artış nedenleri, militan particilik ve oy hesapları, Diyanet İşleri Başkanlığının yanlış tutumları ve sözde İslamcıların, tarih şuurundan ve ‘’Büyük Türkiye’’ idealini reddederek ümmetçiliğe yelken açmalarıdır. 

 ‘’Üç Asıl Unsur’’ , ‘’Sünni Türkler’’, ‘’Alevi Türkler’’ ve ‘’Kürtler’ ’dir. 
Sünnilik, Alevilik, Türklerin ve Kürtlerin icat ettiği bir şey değildir. Tamamıyla iktidarı ele geçirmek isteyen Arapların ortaya attığı bir meseledir.

İnançları ve mezhepleri ne olursa olsun, Türkler ve Kürtler Milletimizin Asıl Unsurudur. Nüfusu OTUZ MİLYON’ u aşan alevi ve Kürtlerimize, ayırımcılık yapmadan birlik olmanın zamanı ciddi manada geçmektedir.Asırlardır Sünni ve alevi Türkler birbirine; yine Sünni Türkler, Kürtlere, Kürtlerde Türklere ayırımcılık uygulamaktadır. Sonuç olarak, Büyük ve Güçlü Türkiye kurulamamış dolaysıyla Sünni-Alevi Türkler ve Kürtler izdırap çekmişler hala da çekmektedirler.

Türk ve Kürt olmanın çilesi ve ıstırabı yüzyıllardır hiç bitmedi. Selçuklularda, Osmanlılarda ve İstiklal Savaşında, bu iki unsur en büyük bedeli ödediler. Cumhuriyet le birlikte Sünni-Alevi, Türk-Kürt ayırımı yapılmadan, hepsi ANA UNSUR kabul edilerek vatandaş oldular. Kurulan Devletin asıl sahibi oldular. 

Ne yazik ki çok partili dönemde, Cumhuriyetin bu ilkesini partiler ihlal ettiler.  Bazı partiler Arap Geleneklerini din kabul ederek, bazıları da laikliği istismar ederek, Cumhuriyetin kuruluşu ile tesis edilen Milli Birliğe, ehliyet ve liyakata önem vermeyerek, kabuk tutan yaraları kanattılar ve ayırımcılığı körüklediler.

Türk- Kürt, Alevi-Sünni çatışmasını körükleyenler, Arap gelenekleriyle beyinleri yıkanmış, cahil, gafil ve hainlerdir. Hükumetlerimizde bu kardeş kavgalarını seyretmektedir. Asimile olmamış Türkler ve Kürtler, tarihi inceleyip, birazda akıl yürütürlerse asla Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışmasına taraf olmazlar.Ülke içinde bu çatışmalara ses çıkarmayanlar, kesinlikle emperyalist güçlerin bilerek veya bilmeyerek ajanlığını yapmakta ve Büyük Türkiye’nin kurulmasını müteakip kurulacak olan DÖRDÜNCÜ bloku engellemektedir.

Milli Birliğini sağlayan Büyük Türkiye, Amerika, Rusya ve Avrupa Birliği ile boy ölçüşecek, DÖRDÜNCÜ güç olacaktır. İşte o zaman, Dünyadaki bütün Müslümanların, Türklerin, ezilen halkların hakların koruyarak, Dünya’ya ADALET ve NİZAM getirecektir.

  Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.

YAZARLAR