Şahin KAPLAN


BAŞKAN ERDOĞAN YENİ SAYFA AÇMAK İSTİYOR

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Amerikan seçimleriyle yumuşayan siyaset dilimiz, herhalde kimsenin gözünden kaçmamıştır.

Sayın Cumhurbaşkanı uygulayacağı siyasetin ip uçlarını vermektedir.Bu ipuçlarının içerde ve dışarda okunuşları doğal olarak farklı olacak tabi ki.

ABD-AB  ve İsrail   ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa açmak istiyoruz.

Neden yeni sayfa açılır ? Yazdığınız sayfa kirlenmişse ya da yaz-sil yapmaktan silgi iziyle dolmuşsa ve sildiklerinizin izi hâlâ görünüyorsa yeni sayfaya ihtiyaç duyarsınız.Deftere yazıyorsanız sayfayı yırtarsınız,kağıda yazıyorsanız buruşturup çöpe atarsınız.Uluslararası ilişkilerde  kullanılan kağıt ya da defterler mektup sayfası gibi tek başına doldurulmuyor.Biz de yazıyoruz sayfaya, başkaları da. Sayfanın kullanılamaz hale gelmesinden müştereken sorumluyuz.Yeni sayfanın kullanılmasına da müştereken karar verilmesi gayet doğaldır.Karşınızdakiler yok eski sayfaya yazacağız derlerse sizin açmak istediğiniz yeni sayfanın bir anlamı kalmaz.

Nasıl bir  yeni sayfa açmak istiyoruz ?

İsrail ile devam eden alt seviye ilişkilerimizi daha iyileştirmek istiyoruz ancak Filistin konusu hâlâ kırmızı çizgimiz.

Bu, kabaca söylersek İsrail’in attığı ve atacağı insanlık dışı adımlara sessiz kalmayacağımız,canımız sıkıldığında Eyy İsrail diyeceğimiz anlamına gelecektir. Bu ön koşul ile İsrail yeni sayfaya yazar mı ? Yeni sayfaya yazsa bile eski yazdıklarından vazgeçer mi bilemeyiz.Biz zaten eski yazdıklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi belirtmiş durumdayız.

Avrupa Birliği ile ilişkilerimize gelince ilk akla gelen meseleler  Temel haklar konusu,Akdeniz’de yaşanan gerilim ve Suriyeli Misafirlerimizdir. Rus S-400 savunma sistemi de NATO kapsamında ayrı bir sorundur.Başta Fransa olmak üzere bazılarında Kafkasyadaki başarımızın yarattığı rahatsızlığı da unutmamak gerekir.Yine aynı Avrupa Suriye ve Irak topraklarındaki mücadelemizden de mutlu değildir.

Ne diyoruz ? Hukuk reformu yapacağız.Hakimler karar alırken kim, ne der diye düşünmesin.Hukukun gereği neyse onu yapsın diyoruz.Hatta Bülent Abi konuyu abartıp kendinden örnek vererek Selahattin Demirtaş’ın tutuksuz yargılanması gerektiğini ifade ediyor.

Reform sözlerinin arkasından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)Demirtaş lehine karar veriyor.Biz de mahkemenin kararını beğenmiyor,iki yüzlü olduklarını söylüyoruz.Kim ne der diye düşünmeyen mahkememiz de avukatlarının tahliye başvurusunu reddediyor.Almanya tarafından ağırlanan Can DÜNDAR’ın aldığı ceza da hemen bu zincire halka oluyor.Sonuç olarak  içerde binlerce süren dava ile ilgili reformlar yapılsa da dışarıdaki gözler,  hiçbir şeyi görecek durumda değil.Hukuki reform sözümüzün dışarıda pek bir karşılığı olmadığını göreceğiz gibi.İşin aslı henüz içeride de bir reform hareketi algılanmış değil.

Başta Fransa ve Yunanistan olmak üzere bazı AB ülkelerinin Akdeniz kıyılarımızda, bize bir haksız bir sınır çizme gayreti içerisinde olduklarını görüyoruz.Bu sınırı son dakika hamlesiyle Libya kıyılarına kadar götüren Türkiye bu sınırı asla geri çekme durumunda olamaz.Dışarıda bizi haksızlıkla suçlayan ülkelerin tavrı çok kolay değişmeyecek gibi.Bu kapsamda ABD ve Rusya da bize yakın değildir. İçeride muhalefetin de sırf muhalefet olsun diye Libya konusunda çatlak ses çıkarması sadece birliğimizi zedeler.

Muhalefet olarak, neden bu noktaya gelindi ? Denizlerdeki haklarımızın korunması için askeri tedbirlerden başka iş yapılamaz mıydı ? Bunca yıldır neden bu işin peşine düşmediniz ? gibi bir sürü soru sorabilirsiniz ancak şu an itibarıyla elimizden gelen kılıç gücüdür.Bunun nedenlerini niçinlerini sorgulamak başka,durumu kurtarmak üzere alınmış askeri tedbirlerin karşısında  sırf tenkit etmek adına konuşmak başka şeydir.

Özetle Akdeniz ve Kuzey Afrika kıylarındaki birbiriyle bağlantılı meseleler bizim için hayati meselelerdir. Afrika kıtasına çöreklenmiş, Ermeni hamisi Fransa’nın Türkiye’ye yaptırım kararı alınsın diye çaba harcaması  boşuna değildir.Türkiye’nin Kuzey Afrikada yaptığı her hareketi yakından takip etmektedirler.

Yine bu Avrupalı “dostlarımız” Suriyeli Misafirlerimiz için kafamız kızınca “açarım kapıyı ha” dememizden  son derece rahatsız olmaktalar.Adamlar kafalarını yastığa koyunca rahat uyumak istiyorlar.Rahat uyumak isteyenler  burada misafirlere verilen hizmete  en azından maddi olarak katkı sağlamak durumundadır.

Aslında Batı’nın bizden basit bir talebi var.Siz önünüze çıkan meselelerde kendi menfaatlerinizi değil bizim menfaatlerimizi düşünün.Böyle yaparsanız kardeş kardeş geçiniriz diyorlar.Bu kabul edilebilir bir talep değildir ve muhalefetiyle,iktidarıyla tek yürek cevap vermek gerekir.Biz bunlarla yeni sayfa açsak eski notları silecek durumda değiliz.Batılılar ise hiç silecek durumda değil.Anlaşılan biraz bekleyip ABD’nin yeni Başkanı BIDEN’ın Türkiye hamlelerine göre hareket edeceğe benziyorlar.

Gelelim ABD  ile yeni sayfamıza;

“Dostumuz,müttefikimiz,stratejik ortağımız” ABD ile yeni sayfa açsak ne yazarız ?

PKK dan ismini değiştirerek türettiğinz ve Suriye’de iş tuttuğunuz yapı terörist bir yapıdır.Teröristle iş tutmaktan vazgeçin.

Özenle misafir ettiğiniz Fethullah GÜLEN’i iade edin.

Irak ve Suriye kuzeyinde oluşturmaya çalıştığınız terörist kukla devlet hayalinizden vazgeçin,

Yaptırımları kaldırın ve bizi tehdit etmekten vazgeçin.

Gaspettiğiniz F-35 uçaklarındaki haklarımızı iade edin.

ABD yeni sayfaya kocaman bir  “HAYIR” yazacaktır. 

Şimdi düşünelim fikri sabit  “dost ve müttefiklerimizle” yeni sayfa açsak ne olur, açmasak ne olur ?

Bana göre istediğimiz kadar yeni sayfa açalım.Kimse durduğu yeri kolayca değiştirmeyecektir.

YAZARLAR