Rasim GÜL


SİYASETÇİ, ÖNCE KENDİNİ SONRADA, HALKI DÜŞÜNÜR

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Siyaset; siyasi sistemler ve siyasi davranışlar alanıyla ilgilenen bir sosyal bilimdir. Konusu halk ve yönetmedir. Ülkemizde yapılan siyasetin sosyal bilimle alakası yoktur. Biraz kültürle, biraz tarihle ilgi yeter. Önemli olan çok süslü laflar etme, asla gerçekleşemeyecek sözleri vermek yeterlidir.

Ülkedeki siyasete, Nuhun Gemisi de denebilir, gemide her çeşitten erkekli-dişili canlı bulunduğu gibi partide de her çeşitten bulunur. İçindekilerin hangisi işine yarıyorsa onu kullanırsın yaramayanı bitirirsin. 
Türkiye’de demokrasi ve demokrasinin kurumlarından ziyade lider önemlidir. Her şey lidere göre ayarlanır. Çükü sözlerin bilimsel ve akla- mantığa uygun olması önemli değildir. Lider ne diyorsa o dur. Lider olanları bilir, olmayan kayıpları da bilir. Daralırsa rüyasını görür ve seçmene anlatır.

Bu durum, liderin ve partideki yöneticilerin işine gelir. Çünkü liderin çekim alanına girersen ne olursan ol sırtın yere gelmez kedi gibi 50 kattan atsalar bile hep ayakların üstüne düşersin. Lidere bir şey olursa yeni liderin yanında yer alırsın ve bu böyle devam eder gider. 
Siyasi alanda yer alan vatandaşa gelince bir kısmı liderin halkasının içinde olan yöneticilere yanaşır. Dolaysıyla bütün istekleri yapılır. Halkaya giremeyenlerde ya sırasını bekler veya parti değiştirir, siyaseten yeni hayata başlar. Adam yerine konmadığının intikamını almaya çalışır.

1960’lara, 1970’lere kadar siyasetin içinde MAFYA yoktu, siyasi emellerine alet etmek için kullanılan gençler vardı. Rusya ve Amerika Türkiye’deki örtülü harbi, kendi askerleriyle değil Türk gençlerini ikiye ayırıp çarpıştırarak yapıyorlardı. 
Amerika ve Rusya gençleri vuruşturmakla da yetinmeyerek başta üniversiteler, asker, polis, Milli İstihbarat ve bütün bürokrasiye el atarak işlerine geldiği şekilde bunları da sağcı ve solcu şeklinde bölerek istedikleri şekilde kullanıyorlardı. 
Üçüncü kısım, Milli Görüş yolunda olan gençlik, her iki tarafada karışmıyor ama sağ ve sol nerede işine yarıyorsa açık ve kapalı lehine kullanıyordu. Dolaysıyla hiçbir tehdit ve tehlike altında kalmadan okullarını bitirip, iş âleminin ve bürokrasinin kilit notalarına yerleşiyorlardı. 
1980 sonrası sağda ve solda yer alan kendince VATAN kurtaran aslanlar ezilerek, işkencelerle yok edildi. Ehliyet ve liyakat sahipleri bile ne iş âleminde nede bürokrasinin önemli yerlerinde olamadılar. Çünkü Amerika, Rusya ve Çin tarafından tamamı faşist, komünist şekline fişlenmişti. Kurulan ve iktidarlar tarafından, ehliyet ve liyakat sahibi olanlar kontrol altında belirli yerlere getirildiler. Bir sonra gelenlerde bunları görevlerinden aldılar.

Küçük bir azınlık şeklinde olan milli görüşçüler görünmeyen eller tarafından korunarak, devletin kilit noktalarına getirildiler. İşte bu günün Ak Partisinin çekirdeği böyle oluştu. Bu çekirdek büyüdü, büyüdü Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ve Devletini tek irade ile yönetme noktasına erişti.

Vatan, Millet, Sakarya için istikbalini hiçe sayanların bir kısmı, idam sehpalarında can verdiler. Diğerleride canlarını zor kurtardılar, armağanları da, yanık türküler ve hisli şiirler oldu. On binleri aç ve açıkta kaldı.  Ev bark, yurt yuva bile kuramadılar. Şimdi bu nesil yaklaşık 60 yaşı üzerinde, ülkenin durumu hakkında gayet doğru bilgileri ve çektikleri çileler var. Şimdi millet, Hak-Hakikat, Adalet ve Ülkenin Birliği vede Bekası için gayret gerekiyor.
Kendilerine çektirilen çileleri, uygulanan adaletsizliği, ayrımcılığı, aldatılmışlığı, çocuklarının ve özellikle TORUNLARININ çekmemesi için birlikte ayağa kalkarak, Amerika, Rusya ve son zamanda eklenen Çin’in tasallutundan, hile ve oyunlarından kurtulması özüne dönerek kendi kendini idare etmesi için üzerine düşeni yapması gerekiyor.
YETER artık söz milletin sözünün hayata geçirilmesinden başka, ne iktidar nede muhalefet için başka yol yok. Birbiriyle konuşmayan, çetelerle, mafyalarla konuşan, her türlü yabancı gizli kuruluşların ortaya attığı bilgileri siyasi alanda kullanmaktan vaz geçip, bozulan Milli Birliği yeniden ele alan iktidar ve muhalefet gerekiyor.
Liderlik ve partiler ölümlüdür, bir gün bu günkü liderler de gidecek başkaları gelecek dolaysıyla bu liderler gelenlere nasıl bir Türkiye teslim edecekler? Darmadağınık, borçlarını bile ödeyemeyen, üretimden çok tüketen, gösterişe düşkün, liyakat ve ehliyetten anlamayan sadece karnını doyurmayı, cinsel ihtiyaçlarını görmeyi ve üremeyi bilen bir Türkiye mi devredecekler?
 
Siyaseti, kim niçin yapar sorusuna birçok cevap verilebilir. Günümüzde yapılan siyaseti tarif etmek istersek, şunları sıralayabiliriz.

1.Kendine yeteri kadar güvenemeyen, kişiliği gelişmemiş, ciddi birikimi ve hedefi olmayan ama ailede, çevrede ve toplumda adam yerine konduğunu ispatlamak isteyenler. Bunlar kendini ispat için çok gürültülü, lafazan ve saldırgan olurlar. Bulundukları yere tarifi imkânsız zararlar verirler.

2. Ticareten faydalanmak, devlet katında bir koltuk kapmak. Bunlar içinde din, diyanet, vatan, bayrak, beka çok önemli değildir. Ama inanmış görünmek ve ön saflarda yürümek en becerdikleri meseledir.

3. Siyasette, ön saflarda görünmeyen, adalete ve Millete hizmete inanmış, ahlak, ehliyet ve liyakat sahibi insanlarda elbette vardır Siyasetin ve partilerin yükünü, cefasını çekenler bunlar, sefayı sürenler başkalarıdır.

  Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.

YAZARLAR